7 Ocak 2014 Salı

kaypak insan

Kaypak: "ne yaptığını, neyi savunduğunu, ne için savunduğunu bilmeyen, kişiliği, karakteri oturmamış, her an her türlü davranışı yapabilecek olan kişinin sıfatıdır. kaypak, bir saat önce hararetle "doğru" dediği şeye, bir saat sonra hararetle "yanlış" diyen, bir başkasının yanında da bu fikri duruma göre değiştirebilen kişidir. bu sıfat, güvenilemeyecek, emanet verilemeyecek, sır paylaşılamayacak bir tipi de ifade eder." demişler itusozluk.com'da 

Bugünlerde etrafımda ne kadar kaypak insan olduğunu düşünüyorum. Yıllardır iktidarda olan AKP'ye yaranmak için cemaatle içli dışlı olan, belki bize de bişeyler düşer diye cemaatin hizmetine giren, dergahlarda hocalarla görüşen Ankara'ya mesaj yollatan ne kadar arkadaşım varsa yolsuzluk davası ile birlikte cemaate sırt çevirdi. AKP'nin bakanlarının da içinde bulunduğu yolsuzluk iddianamesini cemaatin hazırladığını, aslında hiçte böyle bir yolsuzluk olmadığını falan yazıyorlar sosyal medyada, cemaate ve Fetullah Gülen'e ettikleri küfürler de cabası.

Keşke bu soruşturmaların arkasından cemaat çıksada benim gibi iki tarafa da mesafeli olan insanların gönlünü kazansa. Yolsuzluğa, hırsızlığa karşı olduğunu bize kanıtlasa.

15 Aralık 2013 Pazar

Biraz Karekter + Biraz İnsanlık = Temiz Futbol


Bugün günlerden 15 Aralık 2013. Bu kara günü hiç unutmayın. Bugün Beşiktaş'ın üzerinde oynanan oyunları net olarak gördüğümüz gündür. Bu akşam Beşiktaşımız yöneticilerinden, oyuncularına, taraftarlarından destekleyenlerine kadar çirkin bir takım olan Kasımpaşa ile karşılaştı.Maç sonrasında hakem ile ilgili tartışmalarını oldum olası sevmem ama bu akşamki maç için söylenecek çok ama çok söz var. Maç gayet güzel başlamıştı, hakem Barış Şimşek'in ağzından düşürmediği düdüğü sayesinde maçın taraftar olan benim açımdan kötü geçeceğinin farkındaydım. Derken kimsenin tahmin edemeyeceği bir şey oldu. Kasımpaşa'lı Dong sahaya giren 2.topu dışarı atmayarak gol pozisyonuna giren Almedia'nın ayağındaki topa attı. Eminim böyle bir durumda hakem ne yapacağını bilmiyordu. Çünkü böyle bir kuralın bile olmadığını düşünüyorum. Uefa ya da Fifa her neyse bir futbolcunun bu kadar alçalabileceğini düşünüpte bunun üzerine bir kural koymamışlardır diye düşünüyorum. Bu olay sonrasında komik bir hakem atışı ile gol pozisyonumuz harcandı.

Tam bu olayın etkisini üzerimden atmaya çalışırken Kasımpaşa'nın 20 metre önden kullandığı taç ve ardından gol geldi. Barış Şimşek gibi Fifak kokartı bulunan bir hakemin yapmaması gereken hatalardan biri daha karşımıza çıkmış oldu. Maçın sonlarına doğru yine bir gol pozisyonumuzda kendini Beşiktaş taraftarı olarak adlandıran, muameleden içerisindeki Beşiktaş formasını gösteren karekterini sevdiğim bir uğursuz sahaya girdi ve pozisyon içerisindeki Fernandes'e tekme attı. Bundan sorna tüm Beşiktaş camiasında kayış koptu. Yerde tekmelenmiş bir futbolcumuz, yanında onu tekmeleyeni tekmeleyen takım arkadaşları. :)  Yanlış olduğunu bilsemde orda o şerefsiz herife müdahelede bulunan oyuncularımızın her birini bir daha sevdim. Özellikle Almedia'nın tekmesinin adama gelmemesine üzüldüm. Sahaya girip futbolcumuzu tekmeleyen bu adam yüzünden 2 oyuncumuz kırmızı kart gördü. Zaten uzun zamandır iyi performans sergileyemeyen Fernandes, Beşiktaş'a küstü. Şimdi söyleyin bana bu kadar zararı yaratan bir adam gerçekten Beşiktaş'lı olabilir mi?


Bu blogda yazdığım yazıların çoğunluğunun Beşiktaş ile alakalı olmasından içimdeki Beşiktaş sevgisini anladığınızı düşünüyorum. Uzun bir aradan sonra buraya yine bir Beşiktaş yazısı ile karşınızdayım. Bugün bunları yazmam lazımdı çünkü son zamanlarda özellikle bugün yaşananlardan sonra futbol ve ligimiz ile ilgili düşüncelerim değişmeye başlamıştı.

1 Ağustos 2013 Perşembe

3 idiots

Uzun  zamandır dizi / film piyasasının bir şekilde içindeyim. Zaman zaman izleyici zaman zaman içerik sağlayıcısı olarak içerisinde bulunduğum piyasanın en çok dikkatimi çeken filmi 3 idiots oldu. Bunun farklı nedenleri var. Zamanında yöneticiliğini yaptığım bir film sitesinde en çok izlenen filmlerden birisi olan 3 idiots için gelen yorumlar beni çok etkilemişti. Gerek film gerekse başrol oyuncusu Aamir Khan için gelen yorumları uzunca bir süre dikkate alamamıştım. İş ve özel hayatımın yoğunluğu bunda etkiliydi. Sonunda 2009 yapımı olan bu filmi geçtiğimiz aylarda izlemeyi başardım. :) 4 yıl falan geçmiş üzerinden film piyasaya çıkalı neredeyse tarihe gömülecekmiş. :D

3 idiots / 3 ahmak filmi gerçekten yorumlarda belirtildiği üzere güzel bir film. Keşke zamanında izleseydim hayatımı değiştirebileceğim bilgileri alabilirdim. Film insanların robot gibi yaşamasına karşı olarak insanların sevdiği işi yapmasını anlatan ki gerçekten doğru yerlere değinen bir senaryoya sahip. Özellikle filmin sonunda hadi be diyebileceğiniz sahneleri görünce hayatın anlamını daha iyi anlayacaksınız. Türkçe altyazılı izleyebileceğiniz bu filmin Bollywood filmlerinin çoğunda olduğu gibi malesef Türkçe dublajı bulunmamakta. Film gerçekten izlenmeye değer, ben izledim ve gerçekten beğendim. Sonrasında yorumlara da bakarak Aamir Khan'ın tüm filmlerini araştırdım. Sanırım adamın içinde bulunduğu bütün filmleri izleyeceğim. Hatta Ghajini filmini şimdiden açtım izlemeye başlayacağım birazdan. Film hakkındaki yorumlarımı da blogumda sizlere aktaracağım. Bundan sonra blogumda izlemenizi tavsiye ettiğim filmleri sağda görebileceğiniz izlenilesi filmler kategorisi altında sizlerle paylaşacağım. Zaman zaman yazdığım blogumdaki her yeni yazıdan haberdar olmak istiyorsanız blogumu takip listesine ekleyebilirsiniz. Haydi kalın sağlıcakla

18 Temmuz 2013 Perşembe

Ve Beşiktaş'a Ceza Geldi

Yaklaşık bir aydır süre gelen yeni şike muhabbetinin UEFA nezdindeki sonucunu dün akşam öğrendik. Ülkemizde ilk olarak iki sene önce ortaya atılan şike süreci sonunda takımlarımızla birlikte ülkemizin de rezil olması ile sonuçlandı. Bu yazımda biraz bu olayları didikleyeceğim. Detaylarını burada paylaşamaya çalışacağım. Tabi ki bir Beşiktaşlı olarak bu konu hakkındaki düşüncelerimi de yazacağım. Bakalım olay benim için nasıl gelişmiş.

Bildiğiniz üzere geçen ay içerisinde gerçekleşen Beşiktaş genel kurulu öncesi kulüp, Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu UEFA tarafından mahkemeye çağırılmış ve bundan iki sene önce başlayan şike süreci nedeniyle yargılanacakları belirtilmişti. Seçim sonrası bütün avukatları ve belgeleri toplayan Fikret Orman soluğu Nyon'da Uefa binasında almıştı. Yapılan duruşma sonucunda kulüp 1 yıl Avrupa kupalarından men edilme cezası aldı. Ne tesadüftür ki aynı gün yapılan mahkemede Fenerbahçe'ye de 2+1 yıllık bir ceza geldiği açıklandı. Olaylar sonucunda iki kulüp hemen hemen aynı açıklamayı yaptı. Olay tahkime taşındı. Geçtiğimi hafta çarşamba günü Fenerbahçe, perşembe günü de Beşiktaş tahkimde kendini savundu. Ve dün tahkim sonucunda UEFA'nın kesin kararı açıklandı. Fenerbahçe'nin aldığı cezadaki +1 silindi. Beşiktaş'ımızın cezasında herhangi bir değişiklik olmadı. Bu olayları sonucu ne olursa olsun Beşiktaş'ın başına açanları Allah'a havale ediyorum. Tüm ülkemizi dünyaya rezil ettiler.



16 Haziran 2013 Pazar

Beşiktaş Başkanı Kim Olacak?

Tüm Beşiktaşlıların aklındaki en önemli soru yeni başkanın kim olacağı. Dün yapılan mali kuruldan sonra bugün genel kurul yapıldı. Herkesin bildiği gibi Beşiktaş başkanlığı için iki aday var. Bunlarda birisi mevcut başkan Fikret Orman olurken diğer aday Yıldırım Demirören zamanında yöneticilik yapmış Serdal Adalı idi. BJK Genel Kurulu'nda oy verme işlemi saat 10:00'da başladı. 17:00'ye kadar süren oy verme işlemi sonrasında sandıklar açılarark oylar sayılmaya başladı.


Genel Kurulda Sandıklar Açılıyor.

Genel Kuruldan gelen haberler neticesinde saat 19:00'da bu yazıyı yazıyorum. An itibari ile 3 sandık açıldı ve mevcut başkan Fikret Orman; Serdal Adalı'yı ikiye katlamış durumda. Sandıklardan birinci, yirminci, ve yirmi birinci sandık açıldı. Açılan 3 sandık sonucunda Fikret Orman'ın büyük fark attığını görüyoruz. Bakalım tüm sandıkların açılması ve oyların sayılması ile bu oran değişecek mi? Merakla bekliyoruz. Beşiktaş'ımızın yeni başkanı kim olacak hep birlikte göreceğiz. Gelişmeleri elimden geldiğince buradan sizlere sunmaya çalışacağım. Takipte kalın.

2 Haziran 2013 Pazar

Taksim olaylari DirenTurkiye 31 Mayis 2013

Yıl 2013. Türkiye'yi yönetenlerin iç savaş ile uğraşan ülkeleri zalimlikle adlandırdığı zamanlardayız. Cuma günü 3-5 ağaç ve taksim olayları olarak başlayan, halkın bu zamana kadar olayların hiçbirine tepki vermemesi nedeniyle benim de yine bir şey olmaz dediğim olaylar başladı. Yıllardır şuan iktidar olan yönetimin yaptıklarını eleştirdik. Getirdikleri kısıtlamaları insanların yaşantılarına karışmaları ya da ne bileyim kendi aralarında devletin işlerini paslaşmalarını konuştuk ve kızdık. Ama bunların hiçbirinde bir icraat yapamamıştık. Eş dost ile beraberken yapılan muhabbetlerde millete olan inancımı her seferinde söyler "bir gün bu halk ayaklanacak ortalık fena karışacak" diye de belirtirdim. Arkadaşlarımın tam tersine bu ülkeden bir bok olmaz dediğini de belirteyim. Artık düşüncelerim onlara yaklaştığını, yeni yetişen nesilden kendi yaş grubum ve daha genç olanlardan bir bok olmayacağını düşündüğüm bu günlerde Taksim'de olan olaylar beni biraz heyecanlandırdı. İlk defa orada biber gazına boğulan, öldüresiye dövülenlere sevindim. Yanlış anlaşılmasın gençliğin benim ilk inandığım gibi olduğunu gördüğüm için sevindim. Yoksa orada zulüm gören kardeşlerime yapılanları çok uzaklardan izleyip bizde kendimizce tepkimizi ortaya koymaya çalışıyoruz.

Cuma günü akşam olan sınavıma hiç çalışmadım. Tüm gün olanları takip edip, oradakilere uzaktan da olsa bir şekilde yardım etmeliyim diye düşünerek vakit geçirdim. Twitter'da facebook'ta paylaşımlar yaptım. Ki sosyal medyada vatan kurtarmaya çalışanlara her zaman kızardım. Elimden geldiğince ben de onlara katıldım. Yarın ya da sonraki gün bu eylemler devam etmesi durumunda taksime gelmeyi düşünüyorum. Şimdiden hazırlıklara başladım. Kardeşlerimin yanında olacağım.

Buraya kadar yazdıklarım benim olayların başlangıcına kadar olanlara tepkilerim ve düşüncelerim. Buradan sonra nelerin olduğunu açık açık sizlere yazacağım ve ne yapabileceğimizi direnişe nasıl tepki vereceğimizi anlatmaya çalışacağım. 

Taksimde Ne Oldu?

Taksim'de Gezi Parkının yıkılıp yerine yapılması planlanan rezidans ve avm çalışmalarına karşı olan bir grup genç kitapları ve gitarları ile tepki gösteriyorlardı. Evet marjinal gençlik parka çadırlarını kurmuş başlarına gelen polislerle yemeklerini paylaşıyor, barikatların önünde kitap okuyorlardı. Peki nasıl bu hale geldi? Polisin gece insanlar uyurken çadırlarını sökmeleri, uyuyanlara biber gazı sıkmaları gibi bir çok insafsızca eylem olayları büyüttü. Türk milleti, orada gençlere yapılanı sindiremedi. Bu zamana kadar bir çok olayı sindiren halk artık baskıcı hükümete boyun eğmemesi gerektiğini hatırladı. Sosyal medyanın güzel yanını kullanarak tüm Türkiye'nin bu olaylardan haberdar olmasını sağladı. İlk başlarda atılan twitlerin hiçbirinde yardım istemediler. Sadece olanları anlattılar ve sonuç bu. Halk kendiliğinden oraya gitti oradaki zulümü gördü yetmedi kendi yaşadı ve şuan polislerin insafsızca yaptığı o hareketler yüzünden tüm Türkiye'de insanlar ayaklanmış durumda. Sonunda Türk milletinden beklenen o direniş geldi. Şuan bu yazıyı yazarken dışarıdaki tencere tava seslerini dinliyorum.

Sonuç

Binlerce hatta milyonlarca insan meydanlara döküldü. Herkes yapılanlara karşı ayaklandı.Artık Türkiye'nin hak ettiğini yaşamasını barışçıl ve insancıl bir karşılık görmesi gerektiğini herkes anladı. Yapılanlar sadece bunun için. Bunların herhangi bir siyasi partinin kışkırtmasıyla yapıldığını düşünmek saçma. Yıllardır ülkeyi bu hale getiren yobaz zihniyetli insanların şuan olanları anlamasını beklemeyin. Onlar hala meydandakileri alkolik, marjinal, çapulcu olarak nitelendireceklerdir. Siz onları dinlemeyin karşılık veripte sinirlerinizi daha da germeyin.

Ne yapmalı? 
Özellikle İstanbul , Ankara ve İzmir'de olanlar kardeşlerimize yardım etmeli. Maddi manevi. Yanlarında olun sizde biber gazı yiyin ülke için çok mu? Gidin limon götürün. Onlara destek olmasınız bile insanlıık için bunu yapabilirsiniz bence.

En önemlisi bence annenizi babanızı yakınlarınızı iyice bilinçlendirin. Twitter, Facebook kullanmayı bilmeyen bunlarda bihaber milyonlarca insan var bu ülkede çoğunun olaylardan haberi bile yok. Bizim yavşak medyamız olayı eylemcilerin polise saldırısı olarak insanlara aktarması sonucunda bir çok insan meydanlardaki insanlara kızıyor. Onları bilgilendirin. İnsanların ülke için direndiğini, yapılan zulümleri anlatın. Anlatın ki herkes olanları bilsin. Çocuğumuzla gencimizle yaşlımızla ülkemizi hak ettiği güzel  günlere taşıyalım. İktidar yanlısı medyaya tepkinizi göstermeyi unutmayın. Günlerdir olanlar ile ilgili bir haber bile yapmayan kanalları ya da yaptıkları haberlerde halkı suçlayan kanalları izlemeyin. Onlara bağlı gazeteleri almayın. Yine onlara bağlı internet sitelerine ve hesaplarına girmeyin. Takip etmeyi bırakın.

Ne Yapmamalı?

Tepkinizin dozunu abartmayın. Sağa sola zarar vermeyin. Haklıyken haksız duruma düşmeyin. Polisin ya da iktidarın aranıza sokacağı provakatörlerin gazına gelmeyin. Sağa sola zarar verenleri, polise saldırmaya kalkanları uyarın , önleyin.
----

Güzel ülkemin bütünleşip zalimliğe karşı verdiği mücadelede bende varım. Her yoldan eylemlere destek olmaya çalışıyorum. Hatta İzmir, Ankara ve İstanbul'da olanları, polisin o insanlara yaptığı muameleyi gördükçe daha da sinirleniyorum. Hayvandan beter davranan bir polis var karşımızda. Yanımızda olacaklarına karşımızdalar. Aşağıdaki video İzmir'de çekildi. Videoda 4-5 polisin genç bir kıza nasıl tekme tokat daldığını göreceksiniz. Video ağır küfürler içerir.




Youtube'da eylemler ile ilgili çok bir video göremiyoruz. Özellikle youtube'da taksim araması yaptığımızda hatalar ile karşılaşıyoruz. Bunun ile ilgili detaylı bir araştırma yapıp nedenini ya da nasıl yapılacağını çözmeye çalışacağım. #direngezi #direntürkiye #direnhalk 

19 Mayıs 2013 Pazar

Miladi Dolmuş Bir Söz: Spor Dostluk Barış Ve Kardeşliktir

Bu yazıyı yazma konusunda çok çelişkide kaldım. Yazarsam çok ağır sözler sarf edecektim çünkü. Ben bunları söylesem de bu işin düzelmeyeceğini bildiğim için şimdilik bir şey yazmıyorum.

Halbuki yazıma böyle başlıyordum
Ulu önder Atatürk gençleri spora yönlendirirken onlara spor konusunda verdiği öğütlerden birisi; Spor Dostluk Barış ve Kardeşliktir. Bir çok konuda günümüz insanlarının Atatürk'ün ilkelerini ve verdiği öğütlere uymadıklarını görmüştüm. Ama Fenerbahçe Galatasaray maçından sonra olanlar, bir kardeşimizin hayatını kaybetmesi bu düşüncelerin artık hiç ama hiç hatırlanmadığını gösterdi bana. 

Ama yazmıyorum. Söyleyeceğim tek şey Allah Burak Yıldırım'ın ailesine sabır versin. Bunu yapanların ve o zihniyette olanların da belasını versin.